Bazı insanlar, zararlı olmasa da bir takım maddelere karşı daha fazla duyarlı olurlar ve aşırı reaksiyon gösterirler. Alerjen olarak adlandırılan bu maddeler, bağışıklık sistemi ile temas ettiği taktirde alerjik olan kişinin vücudu bu maddeyi zararlı gibi algılayıp, buna karşı aşırı miktarda koruyucu madde üretir. Bu durumun ortaya çıkmasına ise alerji adı verilir.
Alerjen maddeler arasında en başta, ev tozu, gözle görülemeyecek kadar küçük böcekler ve polenler gelir. Ayrıca kedi-köpek gibi bazı hayvan türlerinin tüyleri, güneş ışınları, bazı kimyasal maddeler gibi birçok faktör de alerjen özelliktedir. Bu maddeler, solunum sindirim sistemleriyle vücuda bulaşır ve bir reaksiyonun oluşmasına neden olurlar. Vücudumuzun her organı herhangi bir alerjene karşı duyarlıdır. Alerjik bir rahatsızlığa sahip olan kişi bir tanesine duyarlı olabileceği gibi birden fazla maddeye de duyarlı olabilir. Alerjik durumlar tekrarlayıcı olmasından dolayı kişinin yaşamını etkileyip performansının düşmesine neden olabilmektedir. Hatta anaflaksi olarak bilinen ani ölüm gibi sonuçlara bile götürebilir. Böyle bir durumun ortaya çıkması hissedilir hissedilmez derhal doktora başvurulmalıdır. Bunun yanında her alerjik fonksiyonun belirtisi farklı olmaktadır. Ayrıca bu belirtiler kişiden kişiye değişebilir.

Alerjinin tedavisinde ilk önemli olan erken teşhistir. Böylece hastalıkta oluşabilecek krizlerin de önüne geçilmiş olur. Tanı süreci de oldukça zahmetsiz olup alerjinin türü ve seviyesi belirlenebilmektedir.
Alerji tedavisinde her daim ilaç kullanılması zorunlu değildir. Tedavinin esas amacı alerjiyi kontrol altına almaya çalışmaktır. Aşı yöntemi ise özellikle ev tozu ya da polene karşı alerjisi olanların daha az etkilenmesini olanak vermektedir. Belirlenen tedavi yönteminin yanı sıra alerjinin ortaya çıkmasını önlemek için de alerjiye neden olan faktörlere dikkat edilmesi gerekir. Aşı yöntemi ise özellikle ev tozu ya da polene karşı alerjisi olanların daha az etkilenmesini olanak vermektedir.